Image
6 Temmuz, 2023

D Vitamini Neden Çok Önemli? Faydaları Nelerdir?

D vitamini yağda çözünen bir vitamindir. Normal koşullarda insan vücudunda bulunan D vitamininin %90-95’i güneş ışığına maruz kalındığında UVB ışınlarının etkisiyle deride sentezlenir. Bu nedenle güneş koruyucu ve giysi gibi güneş ışınlarının insan derisine ulaşmasını engelleyen durumlarda D vitamini yeterli sentezlenemez.

Diğer yandan güneş ışınlarının dünyaya ulaştığı açı da D vitamini sentezinde önemlidir. 36-42o kuzey enlemlerinde konumlanan ülkemizde güneş ışınlarının daha dik geldiği Mayıs – Kasım ayları arasındaki günler D vitamini sentezi için uygundur. Geri kalan günlerde sadece güneş ışını alarak yeterli D vitamini sentezi yapmak pek mümkün değildir. Zaten bu nedenle de D Vitamin eksikliği yaygındır.

D vitamini bir vitamin olarak sınıflandırılsa da vücuttaki birçok metabolik süreçte yer aldığı için prohormon (hormon öncüsü) olarak düşünülmelidir. Bütün hormonların yapısında bulunduğu gibi D prohormonunun da temel yapı taşı kolesteroldür. D vitamininin vücutta “aktif” olmak için iki dönüştürme adımından geçmesi gerekir.

İlk olarak, karaciğerde kalsidiol yani 25 (OH) D3’e dönüştürülür. Bunlar vitaminin vücuttaki depolanma şeklidir. İkinci olarak, çoğunlukla böbreklerde kalsitriol yani 1,25(OH)2D3’e dönüştürülür. Bu D vitamininin aktif steroid hormonu formudur. 

Kalsitriol, tüm vücudu dolaşarak, hücre çekirdeklerine girer. Hücre çekirdeğinde vücudun hemen hemen her hücresinde bulunan D vitamini reseptörleriyle (VDR) etkileşime girer. Bu vitaminin aktif formu bu reseptöre bağlandığında, genleri açıp kapatarak hücrelerde değişikliğe neden olur.


D VİTAMİNİ NEDEN ÇOK ÖNEMLİ?

👉D vitamini, ince bağırsaklardan kalsiyum ve fosforun emilimini düzenleyerek kemik ve diş gelişimi üzerinde etkilidir. Kandaki normal kalsiyum ve fosfor seviyesini korur.

👉D vitamini, aşırı sitokin faaliyetlerini baskılayarak aşırıya kaçmış inflamasyon tepkilerini düzene sokar.

👉D vitamini kansere dönüşebilen hücrelerin gerektiğinde ölmelerine(apoptoz) yardımcı olur. Sonuç olarak, kanserli hücrelerinin hayatta kalma potansiyelini azaltır.

👉D vitamini güçlü bir bağışıklık modülatörüdür. D vitamini reseptörü (VDR) başta T hücreleri ve antijen sunan hücreler olmak üzere bağışıklık hücrelerinin birçoğunda bulunur. Doğal bağışıklığı güçlendirir ve otoimmün hastalıkların gelişimini engeller.

👉VDR insülin salgılayan pankreas hücrelerinde (beta hücreleri) de bulunur ve insülin salgılanmasına yardımcı olur. Bu nedenle D vitamini eksikliği insülin salgısını azaltarak Tip 2 diyabet gelişimine sebep olabilir.

👉Çok sayıda genin transkripsiyonunu modüle eder. Genlerimizin yaklaşık %10’unun aktive olması D vitaminine bağımlıdır.

👉D vitamini kandaki nitrik oksit düzeyini artırarak sağlıklı kan dolaşımı ve kan basıncını destekler. Ayrıca kalp ve damar sistemindeki oksidatif strese karşı da korur.

👉Vitamin D detoksifikasyon yolakları üzerinden beyin hücrelerini koruyabilir (antioksidan glutatyon üretimi, nitrik oksit inhibisyonu).

👉D vitamini bir enfeksiyona maruz kalındığında salgılanan mikrop öldürücü peptitleri artırır. Bu mikrop kırıcı peptitlerden en önemlisiyse katelisidindir. Bu maddeler bakteriler, virüsler ve mantarlara etki eden geniş spektrumlu antibiyotikler gibi görev yapar. Mikroorganizmaların hücre duvarlarını tahrip ederler. Sinüzit, bronşit, orta kulak iltihabı, faranjit sorunlarından yakınanların pek çoğu ve soğuk algınlığı, nezle atakları yaşayanların önemli bir kısmı D vitamini fakiri kişilerdir.

👉D vitamini bağırsak mikrobiyomunun çeşitliliği için gereklidir. Özellikle SCFA üreten ve B vitamini gibi bazı vitaminleri sentezleyen bakterilerin gelişimi yeterli D vitaminine bağlıdır. Dolayısıyla D vitamini eksikse B grubu vitaminleri de yeterli sentezlenemeyecektir.

Sağlık