Dünyada
yaklaşık 1 milyardan fazla kişide D vitamini düşük olması nedeniyle;
vitamin D klinik araştırmaların ilgi odağı olmuştur.
D vitamini bağışıklık sistemi homeostazisinin
düzenlenmesinde çok önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle otoimmün
hastalıkların ortaya çıkmasında eksikliği ve tedavisinde takviyesi önemlidir.
Vücuttaki
birçok doku, organ ve hücre D VİTAMİNİ İÇİN RESEPTÖRLERE sahiptir. Bu, D vitamininin vücut boyunca dolaştığı ve D vitamini
alan hücre, doku ve organları etkileme becerisine sahip olduğu anlamına
gelmektedir.
D vitamini reseptörleri bağışıklık sisteminin
pek çok hücresinde de saptanmıştır.
🔸D vitamini otoimmün saldırıyı engellemek için şunları yapar👇
1-
Vücuttaki dendritik hücrelere ve beyindeki astrositlere bağlanır. Bunlar,
bağışıklığın savunma hattında, herhangi bir yabancı madde ile karşılaşan ve bir
alarm durumu oluşturan ilk hücrelerdir.
D vitamini bu hücrelerin, vücudun kendi
antijenlerine karşı olan aktivitelerini azaltır; yani bu şekilde hücrelerin
toleransı artar ve kendi dokularına saldırma eğilimi azalır.
2- T
hücrelerinin gelişimine etki ederek DÜZENLEYİCİ T HÜCRELERE olgunlaşmalarını
sağlar. Düzenleyici T hücreler, hepsi otoimmün hastalıkları uyaran Th1, Th2
veya Th17 hücreler gibi hücrelerin aksine, en sağlıklı T hücre tipidir.
3- Th1
lenfositleri doğrudan engeller. Bunun anlamı D vitamininin, bu uyarılmış
öldürücü hücreleri yatıştırdığıdır.
Otoimmün hastalıklarda enflamasyona neden olan
hücrelerdeki artış bir kısır döngüye neden olabilmektedir. D vitamini bunların
tekrar dengeye gelmelerine yardımcı olur.
4- Aktifleşmiş
B hücrelerin antikor üretimini azaltır; ki bu da otoimmün hastalıklardaki
dengesizliklerden birisidir.
👉Yani, eğer 25-OH vitamin D düzeyiniz iyiyse bu durum T
hücrelerinizin düzenlemesinde yardımcı olacak ve böylelikle bu hücrelerin kendi
dokularınıza toleransları artacak ve kontrolden çıkmaları önlenecektir. 💃
Eğer halihazırda otoimmün bir hastalığınız
varsa ve D vitamini düzeyiniz düşükse D vitamini seviyenizi yükseltmek,
zaten aktif hale gelmiş olan öldürücü hücrelerinizin yok edilmesinde ve çok
daha fazlasının üretilmesinin önlenmesinde yardımcı olacak ve böylelikle bu
hücrelerin neden olduğu enflamasyon ve hasarı azaltacaktır.
Bu nedenle bir otoimmün bozukluğunuz varsa,
yeterliliği sağlamak için D vitamini seviyenizi düzenli olarak izlemek
özellikle önemlidir.
Hiçbir besin günlük ihtiyacı karşılayacak kadar
D Vitamini içermiyor maalesef. Vitamin D nin biyoyararlanımı en yüksek kaynağı GÜNEŞTİR.
Öncelikli olarak elbette Güneşten alınmasını öneririm. Bu şekilde doz aşımı
anlamında korkumuz da olmaz. Canlılık ve enerji kaynağımız güneş. Daha
esmerlerin beyaz tenlilere göre daha uzun süre güneşte kalması gerektiği
unutulmamalı. Ayrıca UVB ışınlarının camdan ve kıyafetlerden geçmeyeceği de.
Takviye formu kullanılacaksa gündüz ve yağlı
bir öğünle alınması gerekiyor.
Ne kadar takviye almanız gerektiğini bilmenin en
iyi yolu, kanınızdaki D vitamini seviyenizi ölçtürmek ve D vitamini
alımınızı buna göre ayarlamaktır.
Ayrıca D vitamininin aktif duruma geçmesi için önce
karaciğer ardından böbreklerde gerçeklesen biyolojik reaksiyonlarda görev alan
enzimlerin çalışması için kofaktör olarak MAGNEZYUM a ihtiyaç̧
olduğu dikkate alınmalıdır.
Sağlıkla
kalın 💚